İnsanların Robotlarla İletişiminde Daha Rahat Olması için İnsanların Robotlar Hakkındaki Görüşlerinin Değiştirilmesi

Sözlük anlamına göre robotlar, fiziksel olarak insana benzeyen ve insana ait çeşitli karmaşık olayları gerçekleştirebilen -yürümek ve konuşmak gibi- makinelerdir (Robot, n.d.). LaFrance (2016)’in “What is a Robot” (Robot Nedir?) makalesine göre, “robot kelimesi ilk olarak Çek yazar Karel Čapek’in Rossum’s Universal Robots (Rossum’un Evrensel Robotları) adlı oyununda kullanılmıştır. Čapek’in yazdığı tiyatro oyunundan sonra robot kelimesi hızla ünlü olmuş ve insanların işini otomasyon ile yapan makineleri (LaFrance, 2016) tanımlamakta kullanılmıştır. Robotlar endüstri, üretim, sağlık, bakım, görüntü bilimleri, askeri ve taşıma gibi bir çok alanda yer almaktadır. Günden güne robotların kullanılabilirliği artmakta ve böylece robotlar daha fazla insanla iletişimde bulunmaktadır (Robot, n.d.). Bu etkileşim, insanların robotların nasıl insanlarla iletişeceği beklentisini arttırmaktadır. Buna rağmen, günümüzde insanlarla robotlar arasında, robotların programlanabilir yapısından dolayı insanlar gibi serbestçe düşünmek yerine sadece belirli tepkiler vermesiyle ortaya çıkan bir iletişim eksikliği gözlenebilmektedir. İlerleyen bölümlerde robotların iletişiminin robot-insan temelli etkileşimde oluşan yetersizliğin yakın gelecekte nasıl geliştirilerek azaltılabileceğinin analizi yapılacaktır.

For example: Wall-E has a friendly appearance as a robot

MIT Media Lab’dan Kidd ve Breazeal (2004)’e göre insanlar yazılımlara oranla robotlarla iletişim içinde olmayı tercih etmektedirler. Araştırmacıların “Effect of a Robot on User Perceptions” (Kidd, & Breazeal, 2004) adlı deney araştırmasında, araştırmacılar deneyi üç bölümde incelemiştir. Bu aşamalar, deneye göre, birbirlerine görünüş olarak benzeyen bir insan, bir hümanoid (insansı robot) ve bir animasyonlu yazılım, katılımcılar tarafından test edilecektir. Araştırmanın birinci deney aşamasında katılımcıların insan, robot ve animasyonlu yazılım ile ilgilenme oranlarını gözlemlendi. Bulgular, katılımcıların hümanoid ile yazılımdan daha fazla ilgilendiklerini ve hümanoid ile insan arasında ilgi çekicilik bakımından kayda değer bir fark olmadığını ortaya çıkardı. Bu sonuç da araştırmacıların robotun fiziksel olarak var oluşunun iletişimde ilgilenmeyi arttırdığını düşündürdü. Bununla beraber, araştırmacılar bir başka hipotez ile robotun fiziksel var oluşunu değerlendirmeye karar verdiler. Deneyin ikinci aşaması fiziksel olarak erişilebilir bir robot ile aynı robotun televizyondaki görüntüsünü kıyaslıyordu. Sonuçlar ise her iki şekilde de robotun kayda değerliğinin yaklaşık olarak aynı olduğunu gösteriyordu. Bu deneylerin sonucunda ise robotun, animasyonlu yazılıma göre daha ilgi çekici olduğunu gösteriyordu. Birinci deneyin hipotezi robotun animasyonlu yazılıma göre fiziksel olarak bir madde halinde bulunmasından dolayı daha ilgi çekici olup olmadığını değerlendirirken ikinci deneyin hipotezi aynı robotun fiziksel olarak görülmesi, ya da uzaktan var oluşununa farkını değerlendiriyordu. Katılımcılar robotu yazılıma göre daha ilgi çekici bulurken, robotun fiziksel olarak ortamda bulunup bulunmaması ise fark etmiyordu. Bu deney de robotun iletişimde yazılıma göre uzaktan ya da ortamda bulunmasına bağlı olmadan, fiziksel var oluşundan dolayı daha etkili bir arayüz olduğunu ortaya koyuyordu. (Kidd, & Breazeal, 2004)

R2-DR from Star Wars is a robot

İlk deneye ek olarak, MIT AI Lab’dan Breazeal ve Velasquez (1999)’in bir başka araştırma yapmışlardır. “Robot in Society: Friend or Appliance?” (Breazeal, & Velasquez, 1999) (Toplumda Robot: Arkadaş ya da Eşya), robotların insanlarla nasıl iletişime geçmesi gerektiğini anlamak amaçlı verilebilecek başka bir örnektir. Bu araştırmada ise Breazeal ve Velasquez (1999), robotların duygularının nasıl programlanabileceğini ve bu duyguların sosyal etkileşimde robotlar ve kullanıcılar arasında nasıl bir rol oynadığını tartışmaktadırlar. Yazarlara göre (Breazeal, & Velasquez, 1999) robotlar, robotik hakkında ortalama bir bilgiye sahip kişi tarafından kolayca kullanılmalı ve etkileşim içinde bulunmalıdır, robotun arayüzü karmaşık ve teknik arayüzlere karşıt olarak, güvenli ve verimli olmalıdır. Bu araştırmada araştırmacılar robotları görüşümüzü üç soruyla incelemektedir. Birincisi, insanlar robotları nasıl görmekte ve bu da etkileşimimizi nasıl etkilemektedir? İkincisi, robotlar ve kullanıcılar arasında hangi iletişim kanalları kullanılmaktadır? Üçüncüsü ise bu etkileşimler insanları hangi duygusal seviyede etkilemektedir? Breazeal ve Velasquez (1999)’in bu araştırmasına göre insanların niyetleri ve davranışları vardır ve karşılarındaki iletişime geçtikleri şeylerin davranışlarını gözlemlemeye yatkındırlar. İnsanların bu davranışı, insanların robotların davranışlarını açıklayabilmesi ve tahmin edebilmesinin robotlarla verimli bir iletişim için gerekli olduğunu göstermektedir. İnsanlar, iletişebilmek için çok çeşitlilikte sensör ve motor yöntemler kullanmaktadır, birbirleriyle verimli iletişimde bulunmak için karşılarındakilerin ruhsal hallerini anlamaya eğilimlidirler. Buna bir örnek olarak, eğer ki dinleyici kafa karışıklığı yaşıyorsa, anlatıcı anlatımını yavaşlatır ve söylediklerini tekrar eder. Bu bilgiye göre robotlar da kullanıcının psikolojik yapısını, ruhsal durumunu okuyabilmelidir. Bu davranışa ek olarak ise insanlar evcil hayvanlarını antromorfize (insanlaştırma) etmeye eğilimlidirler, yani evcil hayvanların bakımını yapmakta, empati kurmakta ve onlarla duygusal bağlar kurmaktadırlar. Duygusal bağ kurma eylemi, robotlarla kullanıcılarının arasındaki iletişimi geliştirmek amacıyla daha arkadaş canlısı görünüm kazandırarak robotara da uygulanabilir. Bunun sonucu olarak, kullanıcılar robotlarıyla empati kurma eğilimi gösterebilirler. Buna rağmen, bu hedef günümüzden uzak olabilir, o zamana kadar, en azından robotlar kullanıcılar üzerinde negatif etkiler bırakmayacak şekilde dizayn edilmelidir. Kullanıcılar, robotların kullanıcıların beklentilerini karşılayamadıklarında robotları irite edici bulabilirler. İletişim alanında insanlar hayvanlardan farklıdır, insanlar iletişim kurduklarıyla kontrolü paylaşmayı umarlar. İnsanlar arasındaki iletişim, ortaklaşa yürütülür, iletişim ilerledikçe her iki konuşmacının davranışı da birbirine adapte olmaya meyillidir. İnsanlar karşılarındakinin davranışlarını iletişim esnasında tahmin edebilirler. Robotlar da insan benzeri sosyal etkileşime insanın davranışlarını tahmin edebilen ve açıklayan bir mekanizma ile robot ve insan arasında düzgün bir iletişim kurulması amacıyla buna uyum sağlayabilir. Bu mekanizma aynı zamanda robotlara neyin iyi, neyin kötü olduğunu duygu paylaşımı yoluyla öğretmekte kullanılabilir. Sonuç olarak, Breazeal’in sosyal robot modeli, robotların duygulardan esinlenilmiş mekanizmalarının verimliliğini arttırabilir ve bu yolla kullanıcılar robotları sinir bozucu görmek yerine daha arkadaş canlısı bulabilir. (Breazeal, & Velasquez, 1999)

Robots should have emotions

Bir başka araştırma da robotların diyalogunun kullanıcının bilgisine göre değiştirilmesiyle iletişimin veriminin arttıracağını göstermektedir (Torrey et al.,2006). Bu fikri kanıtlamak için Torrey (2006) ve çalışma arkadaşları bir deney yapmıştır. İlk hipotezlerine göre eğer detaylı bilgi verirlerse, acemi kullanıcılar iletişimde robotun verdiği detaylı bilgiden faydalanacak ama uzmanlar bu bilgiden herhangi bir fayda görmeyecektir. Deneyin ikinci hipotezinde ise robot uzman kullanıcılara daha az bilgi vererek daha verimli bir iletişim kurmaları beklenmektedir. Bu soruların cevabını bulmak için araştırmacılar mutfak aletleri hakkında bilgi testi yaparak acemileri ve uzmanları ayıran bir robot oluşturdular. Detaylı bilgi verildiğinde acemiler bu bilgiden faydalanırken uzmanlar ise bu bilgiden fayda görememişti. İkinci deneyde ise araştırmacılar tarafından eklenen zaman sınırlaması ile katılımcıların üzerinde psikolojik bir baskı kurmaya çalışıldı. Bu baskı ile uzmanlar robotun verdiği detaylı bilgiden faydalanmak bir yana, robotun bu davranışından dolayı robota karşı sinirlenmiştirler. Bu araştırma da robotun diyalogunun kullanıcıya göre uyumlu olmasıyla robotun verimliliğinin artacağını göstermektedir. (Torrey et al., 2006)

Friendly robot

Bu makale, robotların kullanıcılarla verimli bir şekilde etkileşime girebilmesi için diyalog alanında geliştirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Diyalogları geliştirme çözümüne ulaşmak amacıyla ortaya çıkan şu sonuçlardan robot geliştirirken yararlanmak üzerine notlar alınmalıdır: Robotlar, maddesel bazlı fiziksel yapılarından dolayı iletişime geçilen kullanıcılar tarafından animasyonlu bir yazılıma göre daha ilgi çekici ve kayda değer bulunmaktadır (Kidd, & Breazeal, 2004). Bu nota ek olarak robotlar ruhsal olarak programlanmış, tahmin edilebilir davranışlar ve robot ile kullanıcı arasında verimli bir iletişim kurmak adına duygusal bağlar oluşmasını sağlayan empati mekanizmasıyla beraber geliştirilmelidir (Breazeal, & Velasquez, 1999). Bir başka robot ve onun kullanıcısı arasında verimli iletişim kurma yöntemi olarak, kullanıcının bilgi düzeyi robot tarafından tanınmalı ve böylece verimlilik ve ilgi çekicilik arttırılmalıdır; aksi takdirde kullanıcılar robotu sinir bozucu ve kullanıcının bilgisinden alakasız bulabilmektedir (Torrey et al., 2006).

Kaynakça

  • Breazeal, C., & Velasquez, J. (1999, May). Robot in society: friend or appliance. In Proceedings of the 1999 Autonomous Agents Workshop on Emotion-Based Agent Architectures (pp. 18-26).

  • Kidd, C. D., & Breazeal, C. (2004, September). Effect of a robot on user perceptions. In Intelligent Robots and Systems, 2004. (IROS 2004). Proceedings. 2004 IEEE/RSJ International Conference on (Vol. 4, pp. 3559-3564). IEEE.

  • LaFrance, A. (2016, March 22). What Is a Robot? Retrieved March 27, 2017, from http://www.theatlantic.com/technology/archive/2016/03/what-is-a-human/473166/

  • Robot. (n.d.). In Wikipedia. Retrieved Mar 7, 2017, from https://en.wikipedia.org/wiki/Robot

  • Torrey, C., Powers, A., Marge, M., Fussell, S. R., & Kiesler, S. (2006, March). Effects of adaptive robot dialogue on information exchange and social relations. In Proceedings of the 1st ACM SIGCHI/SIGART conference on Human-robot interaction (pp. 126-133). ACM.

Note

Bu makalenin orijinali İngilizcedir ve BURADAN okuyabilirsiniz.

You can read the English version of this article HERE.

Written on July 8, 2017